Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl 245 bin beyin ve sinir sistemi tümörü vakası rapor ediliyor. Bu tümörlerin en yaygın ve en öldürücü olanı nadir görülen hastalıklar sınıfında bulunurken, son on yılda dünya genelinde görülme oranının da istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ettiğine dikkat çekiliyor.
Bu ölümcül tümörlerin beynin elektrik ağı ile bütünleştiği, sağlıklı sinir hücrelerinin sinyallerini kendi büyümelerini hızlandırmak için kestikleri ifade edildi. Ölümcül beyin kanserlerinin, normal hücrelerin büyümesini önlemek için vampir gibi çalıştığına da dikkat çekildi.
Beyin tümörleri ile ilgili bilgi veren Çevre Hastanesi doktorlarından Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Akbaşak, beyin tümörlerinde, yaş, radyasyon ve aile bağlantısının önemli olduğunu belirtti. Akbaşak, “Beyin tümörleri her ne kadar yetişkinlerde daha çok görülürse de her yaşta görülmeleri de doğaldır. Hatta bazı tür beyin tümörleri özellikle çocukluk çağında görülebilir. Radyasyon, kontrolsüz ışın tedavisi, nükleer kazalar ya da nükleer silahların yaydığı iyonize radyasyonun etkisinde kalmak beyin tümörlerinin gelişmesinde önemli etkendirler” dedi.
Yüksek gerilim hatlarının, cep telefonlarının ve ev aletlerinin yaydığı diğer tip radyasyon tiplerinin beyin tümörü oluşturduğuna yönelik iddialarla ilgili yeterli kanıtın olmadığını bildiren Akbaşak, “Beyin tümörlerinin küçük bir bölümünün kalıtımsal olarak geçtiği bilinmektedir. Bunu dışında bazı beyin tümörlerinin sindirim sistemi, üreme ve idrar yolları, akciğer ve çoklu sistem doğumsal anomalileri ile birlikte görülebildikleri bilinmektedir” diye konuştu.
Akbaşak, “Beyin tümörlerinin bulgu ve belirtileri tümörün büyüklüğüne, yerine, tipine ve büyüme hızına göre değişiklik gösterir. Yeni başlayan, ya da daha önce olsa bile tarzı değişen baş ağrılar, açıklaması olmayan ani bulantı ve kusmalar, bulanık görme, çift görme, ya da görüş alanının daralması gibi görme problemleri, özellikle vücudun bir yarısında oluşan kol ve bacakta güçsüzlük ve duyu bozuklukları, denge bozuklukları, hafıza ve algılama bozuklukları, kişilik ve davranış değişiklikleri, sara nöbetleri, özellikle daha önce nöbeti olmayan yetişkin hastalardaki nöbetleri, işitme problemleri gibi belirtiler gösterebilir” ifadelerini kullandı, erken teşhisin önemine vurgu yaptı.