Prof. Dr. Onur Yaprak yaptığı açıklamada” karaciğer yağlanmasının tedavisinin önemine dikkati çekerek tedavinin yapılmaması sonrasında ciddi sonuçlar oluşturacağını ifade ederek uyarılarda bulundu. Ülkemizde yaşayan her üç kişiden birinin karaciğer yağlanması sorunu yaşadığını ve bu hastalığı yaşayan koroner ve diyabet hastalarının ciddi risk altında olduğunu” ifade etti.
Toplumuzda son yıllarda obezite ve karaciğer yağlanması gittikçe ciddi bir sorun olmaktadır. Karaciğer yağlanması sorunu yaşayan bir çok hastanın diyabet, kolesterol, hipertansiyon ve hipertansiyon hastalıkları ile ilişkileri gözlenmektedir. Karaciğer yağlanması sonrasında sadece karaciğeri ilgilendiren kanser ve sirozla sınırlı kalmadığı obeziteden bağımsız olarak diyabete geçme oranlarında ciddi risk yaşanmaktadır. Tüm bu sorunların üzerine bir de aşırı kilo alınması eklendiğinde tip 2 diyabet riski en az 6 kat artar.
Karaciğer yağlanması bir çok hastalığı tetiklediği gibi aslında tedavisi mümkün olan ve geriye dönülebilir bir sorun olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yaprak “Karaciğer yağlanması yaşamamak için Akdeniz tarzı bir beslenme, düzenli spor ve kilo vermek karaciğer yağlanmasında geriye dönülmesini sağlar. Kişilerin kilolarında %10 oranında zayıflama sağlamaları halinde yağlanma da gerileme başlar. Bu sayede açlık kan şekeri ve karaciğerin insülin duyarlılığı da normale döner” diyerek sözlerini tamamladı.
Egzersizlerin bırakılması, verilen kiloların tekrar alınması ve düzensiz beslenme karaciğer yağlanmasını daha da çabuk geriye gelmesini ve bunun sonucunda da ciddi ve telafisi olmayan sonuçların doğuracağı da tıbbi araştırmalar sonrasında ortaya çıkmıştır.