Prof. Dr. Mustafa Öncel, yaptığı açıklamada kolon kanserinin henüz tam olarak tanımlanamayan bir çok faktörün etkisiyle oluştuğunu ve bunların bir kaçının olması durumunda kolon kanserinin meydana geldiğini ifade ederken ABD’de her yıl yaklaşık 200 bin kişinin kolon kanserine yakalandığını ve bunların yaklaşık 40 binin hayatını kaybettiğini, ülkemizde de kadınların en sık 2.’nci, erkeklerinde 3.’üncü olarak yakalandığı kanser rahatsızlığı olduğunu sözlerine ekledi.
Bu faktörleri temel olarak 2 sınıfa kategorize eden Prof. Dr. Mustafa Öncel” Bunların ilki ve en önemlisi genetik olarak meydana geldiği ikinci etken olarak da çevremizde bizlerin kanser olmasına sebep olan faktörler olduğunu” belirtti.
Genetik olarak ailelerinde kolon kanseri rahatsızlığı olan kişilerin risk grubunda olduğu, özellikle 40 yaş sonrasında erken tanı sağlanması için uzman doktorlara kontrollerin yaptırılmasının önemini belirtirken kentte yaşam süren insanların bu rahatsızlığa daha sık yakalandığını tespit edilmiştir.
Kolon kanseri tedavisi kapsamında laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılan ameliyatlarda hastanın karnında birkaç küçük delik açılarak operasyon yapılırken hastalarda birçok konuda avantaj sağlamaktadır. Bu tip ameliyatlar sonrasında hastanın ameliyat sonrası ağrıları daha az olmakla beraber, normal yaşantısına daha kısa bir sürede dönebiliyor. Hastalığın erken tanısı durumunda hasta kemoterapiyi daha erken almaya başlayabiliyor. Amerika’da her 100 kolon kanseri hastasının 20-25 arası kişide laparoskopik veya robotik olarak ameliyat edilmesine rağmen ülkemizde bu yöntemler yeterince bilinmediği için çok az sayıdaki kolon kanseri hastası bu imkandan yararlanabiliyor.