Nezle gibi burun içinde enfeksiyon meydana geldiğinde burun içinde ödem oluşur ve ve şişer. Bu durum mukusun burun içine geçişine engel olur, sinüs içinde birikime ve sinüs içerisindeki basınç artışına neden olur. Sinüs içerisindeki basıncın artmasının baş ağrısına yol açtığını söyleyen Liv Hospital Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd. Doç Deniz Kaya sinüs hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Kaya, her baş ağrısının sinüzit olmadığını, bazen migren ve gerilim tipi nörolojik baş ağrılarının da sinüzit ağrılarını taklit ettiğini söyledi. Sinüzitin genellikle yüzün ön kısmında (yanaklar, alın ve göz arkalarında) hissedildiğini, sabahları şiddetli olup gün içi azalma eğiliminde olduklarını vurgulayan Kaya, “Baş hareketleriyle özellikle başı öne eğmekle artış olur. Isı değişiminden şiddetinde değişiklik olabilir. Diğer sinüzit semptomlarıyla görülürler. Akut sinüzitler tedavi edilmediğinde daha kötü durumlara yol açabilir. Astım ataklarını tetikleyebilir. Uygun tedavi edilmediğinde kronik sinüzite yol açabilir. Enfeksiyon beyin zarlarına ulaştığında menenjite sebep olabilir. İltihabi durum göze ulaştığında ise görme problemleri, göz hareket bozukluklarına neden olabilir. Özellikle çocuklarda ortaya çıkan orta kulak iltihaplarının en önemli etkenlerindendir” dedi.
Grip ve nezle gibi üst solunum yolları enfeksiyonları azaltıldığında sinüzit gelişim riskinin azaldığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Kaya, “Bu yüzden gripli insanlarla yakın temastan uzak durmak, el yıkamaya özen göstermek dolayısıyla sinüzit gelişim riskini azaltır. Altta yatan alerjik problemler varsa tedavi edilmesi gerekir. Burun içini tahriş eden sigara gibi irritan kimyasallardan uzak durmak enfeksiyon riskini azaltır. Oda havasını buhar makinaları kullanarak nemlendirmek sinüzit gelişimini engellemede yardımcıdır” ifadelerini kullandı.