Duygu, düşünce ve davranışlarda bozulmalara sebep olan beyin hastalığı şizofreni erkekleri vuruyor. Hastalık, erkeklerde kadınlara oranla 1,5 kat daha fazla görülüyor.
Hastalığın seyri, belirtileri ve uygulanan tedaviye alınan cevapta da erkekler daha şanssız. Şizofreninin beynin kimyasını nasıl değiştirdiği halen bilinmiyor.
Şizofreni hastalarının beyinleri bir asırdan daha uzun bir süredir farklı şekillerde inceleniyor. Ancak belirlenen farkların hastalığın nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu tam tem olarak anlaşılabilmiş değil.
Uzmanlar, şizofrenlerin beyin hacimlerinin daha az olduğunu, bunun nedeninin ise şizofreni beyninde nöronların yapısal olarak daha kötü durumda olmasını ve bu nöronların çabuk ölmeye eğilimli olmasına bağlıyor.
Şizofreni 150 yıl önce “erken bunama’ olarak nitelendirilmişti.
Uzmanlar, Şizofreni tanısı konulan aile bireylerinin varlığının, hastalığın görülme ihtimalini artırdığını ifade etmekle birlikte bu riskin ve oranının net bir şekilde belirlenemediğini belirtiyor,
Şizofreninin iki farklı şekilde kendini gösterebileceğini ifade eden uzmanlar, birinde içe kapanmanın ön planda olduğunu vurguluyor. Bu durumun kolaylıkla depresyonla karıştırılacağını ifade eden uzmanlar, sosyal temastan kaçma, motivasyonun azalması ve dikkat azalmasının görüldüğünü söylüyor. Bir başka tablonun ise oldukça gürültülü olduğunu ifade ediyor. Bu tabloda aşırı öfke, takıntı, alınganlık, kurgu, şüphe, korku ve halüsinasyonların görüldüğünü belirtiyor.
Şizofreninin görülme yaşı ise 20 yaştan sonra. En riskli yaş aralığı ise 20-25 arası.
Şizofreni denildiğinde ilk akla gelen ise paranoya. Paranoid tip ise en bilinen şizofreni türü ve kişide düşünce bozukluğu görülüyor. Kişinin kendisini özel ve önemli bir kişi olarak görmesi mümkün.
Uzmanlar, şizofreni tedavisinde ilk sırayı ise ilaçların aldığını ve ilaçların ömür boyu kullanılması gerektiğine vurgu yapıyor.