Psoriasis Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, sedef hastalığında genetik yatkınlığın olduğunu fakat tetikleyici faktörlerle görülme riskinin yükseldiğini ifade ederek, genetik yatkınlığın önemli bir risk unsuru olduğunu söyledi. Çocuk ve gençlerde en fazla streptokokkal boğaz enfeksiyonlarının görüldüğünü, bunu viral üst solunum yolu enfeksiyonları, üriner sistem enfeksiyonları, ilaçlar, deride meydana gelen sıyrık, kesi, çizik gibi yaralanmaların yanı sıra şiddetli kaşıntı ve güneş yanıklarının bu hastalığı şiddetlendirebileceğini vurguladı.
Psoriasisin tetiklenmesinde stresin de etkili olduğunu kaydeden Gürer, obezitenin de hastalık riskini artıran önemli bir faktör olduğunu dile getirdi.
faktördür. Obez olanlarda kıvrım bölgelerindeki terleme ve sürtünmelerin nedeniyle travma görülebileceğini, bu bölgelerde yerleşen kandida türü mantarların da hastalığı tetikleyebildiğini belirterek sigara ve alkol tüketiminin de de hastalığın seyrini olumsuz etkilediğini bildirdi. Alkolün özellikle erkek hastalarda daha dirençli bir seyre neden olduğuna işaret eden Gürer, sigara ve alkol tüketiminin sedef hastalığının riskini artırdığı kaydetti.
Psoraisis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nahide Onarır Onsun da sedef hastalığının büyük oranda deride görüldüğünü ancak dışarıdan görünmeyen hastalıklara da yatkınlık oluşturduğuna işaret etti. Onsun, hastalığa klinik muayene ile teşhis konulabildiğini ve dermatoloji uzmanlarının kolayca tanı koyabildiğini vurguladı.
Psoraisis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sibel Alper ise sedef hastalığın şiddetinin her hasta için ayrı değerlendirilmesinin altını çizerek sedef hastalığında deri belirtilerinin görüldüğünü, uzun süre devam edebildiği için hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini bildirdi.