Günümüzde dünyada her 3-4 kişiden biri alerjik rahatsızlıklara yakalandığı Dünya Sağlı Örgütü tarafından açıklanırken bu rahatsızlıklar küresel sağlık sorunu olarak nitelendiriliyor. Bir şeye alerjisi olan kişinin bağışıklık sistemi yanlışlıkla bu maddenin vücuda zarar verdiğine inanır. En çok bilinen alerjik rahatsızlıklar evcil hayvan kılı, parfüm, sigara dumanı, bazı gıdalar, bitki, toz ve böcek ısırığı gibi sayabiliriz.
Alerjik rinit burnun, alerjik konjunktivit gözün, alerjik astım alt solunum yollarının ve ürtiker (kurdeşen, dabaz) ya da egzama derinin etkilenmesi ile ortaya çıkan alerjik hastalıklardır.
Son yıllarda alerjik rahatsızlıkların hızla arttığı ve bu artışın en büyük nedenleri olarak çevresel faktörler gösterilmektedir. Doğumun sezeryanla gerçekleşmesi, çok erken antibiyotik kullanımı, doğumdan sonraki ilk 4-6 ay arası yetersiz anne süt alımı barsak florasını olumsuz etkileyerek alerjik hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilir. Anne sütünün yetersiz alımı aslında alerjik hastalıkların ortaya çıkmasını önlemede önemli rol oynar.
Çocuklarda erken yaşlarda meydana gelen alerji yüzünden özellikle de astım hastası olan çocuklara ebeveynlerin ‘dışarı çıkma, koşma, spor yapma’ gibi yasaklar konulması yanlıştır. Astım hastalığı doktor kontrolünde olduğu müddetçe çocukların spor yapmaları doktorları tarafından önerilir. Sadece bu çocuklara derin dalış ve soğuk havada yapılan kayak sporları önerilmez.