Dünya genelinde son 2 yıldır her 8-9 kadından birinde meme kanserinin görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Cengiz Ara, “Kadınlarda ölümcül kanser vakalarında akciğer kanseri sonrasında en sık ölüm meme kanserinden meydana gelir. Özellikle 40 yaş üzeri kadınlarda daha sık görülen meme kanseri aile öyküsü BRCA-1 ve BRCA-2 ve P53 geninde mutasyon riski artırır. Ailede anne ve kardeşte meme kanseri varsa bu ihtimal kişide yüzde 8 artar” diye konuştu.
Siyahi ırka göre beyaz ırkta meme kanseri riskinin yüksek olduğunu anlatan Prof. Dr. Cengiz Ara, “Geç menopoz ve erken adet meme kanseri riskini daha da arttırdığı gibi doğum yapmamak veya geç doğum yapmak da meme kanseri riskini arttır.
Prof. Dr. Ara, meme kanserinin belirtileri olarak kitle, ağrı, meme başında akıntı, memenin dik ve yukarıda görünmesi (forgue belirtisi), meme üzerindeki deride ödem, portakal kabuğu görünümü, deride ülserasyon ve ödem, meme başında retraksiyon (geri çekilme), meme kanserinde ölüm oranını düşürmek ve kaliteli yaşam elde etmenin en iyi yolu erken tanı ve tedavi” diye konuştu.
Kadınların 30 yaş öncesinde doğum yapmış olması ve haftada yapacakları 3 egzersiz sayesinde meme kanseri riski %30-40 civarında azaltır.
Meme kanseri teşhisi sonrasında tümörün büyüklüğüne göre tedaviye karar verildiğini anlatan Prof. Dr. Cengiz Ara, “Modifiye Radikal Mastektomi, Meme Koruyucu Cerrahi, Sentinel Lenf Nodunun sonucuna göre eğer sonuç pozitif ise Axiller disseksiyon yapılmaktadır. Kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisi yapılmaktadır. Gecikmiş vakalarda ise neoadjuvant kemoterapi (tümörün çapını küçültmek için) ve radyoterapi (ışın tedavisi) tedavisi sonrası cerrahi operasyon yapılmaktadır” dedi.