2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ‘Dünya Otizm Farkındalık Günü’ olarak ilan edildi. Otizm hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Dilara Özer “ Maalesef otizm dünyada zihinsel engelden sonra ikinci sırada yer alan nöro-gelişimsel bir bozukluk haline gelmiştir. Çocukların dünyaya gelmesinin ardından ilk 3 yıl içinde göz teması kurmaması, jest ve mimiklerini kullanmaları, sizlerle iletişim kuramadıkları gibi kendi etraflarında dönmesi ve el çırpmaları otizmin ilk belirtileri olabilir” ifadelerini kullandı.
Açıklamalarına devam eden Prof. Dr. Dilara Özer “ Yukarıda belirtilen özellikleri taşıyan çocukların gösterdiği farklılıklar başka çocuklarda daha farklı çıkabilir. Otizmli çocukların %45’i ortalama veya ortalamanın üstünde zihinsel bir yeteneğe sahiptir. Çocukların bebeklik dönemlerinden itibaren davranışlarının yakından takip edilmesinin önemini unutmamız gerekir. Bu dönemlerde çocuklarımızın gülümsememesi, sesleri duymama gibi bir tepki göstermeleri, uyarıcılara karşı tepki göstermemesi otizmin ilk belirtileri olabilir. Bu durumları gösteren çocukların bir an önce Çocuk ve Ergen Psikiyatristi tarafından değerlendirilmeleri gerekmektedir.”
Otizmin çocuklarda 2 yaşına kadar erken tanınabileceğini belirten Prof. Dr. Dilara Özer “Otizmle mücadelenin tek yolunun yoğun ve sürekli eğitim olduğunu, otizmli çocukların haftalık eğitim ihtiyaçlarının ortalama 20 ila 40 saat arasında değişebileceğini, bu eğitimlerin bazı ailelerin ekonomik imkanlarını zorlayabileceklerini ama yapılması gerektiğinin altını çizerken ailelerin de otizm hakkında alacakları eğitimin de çok önemli olduğunu” ifade etti.