Yeme düzenindeki bozukluklar ve farklılıklar kişinin yaşam kalitesini ciddi bir şekilde etkilemektedir. Kadınların daha fazla yeme bozukluğu yaşadığı ve bu yeme bozukluklarının 10 yaşlarında iken başladığı özellikle 20’li yaşlarda kalıcı olmaya başlıyor.
Konu hakkında Uzman Klinik Psikolog Dila Özçelik yaptığı açıklamada “ Yeme probleminin bozukluk olarak nitelendirilmesi için bazı kriterler taşıması gerektiğini, bu kriterlerin tanı olması gerekmektedir. Özellikle gençlerde yoğun bir şekilde Anoreksiya sorunu olduğunu ve bu rahatsızlık sonrasında kişilerin kendilerine ciddi bir yemek kısıtlaması getirdiklerini, Bulimiya Nevroza adı verilen yeme bozukluğu yaşayanların çok sık yeme nöbetleri geçirdikleri ve daha sonra yediklerini kendisini kusturarak çıkardıkları görülür. Bu tip yeme sorunlarına psikolojik ve çevresel etmenler sebep olur. Tedavi aşamasında psikoterapik yöntemler uygulanarak olumlu sonuçlar alındığını” ifade etti.
Açıklamalarına devam eden Özçelik,” bir takım psikoterapi çeşitlerinin, kişilerin bu bozuklukları yenmesinde önemli bir adım olduğu görüldü. Son yıllarda Amerika ve Avrupa’da yapılan deneysel çalışmalar sonrasında yeme bozukluğu için oluşturulan terapi gruplarına katılanların %65’inin yeme bozukluğundan kurtulduğu tespit edilmiştir. 60 hafta süren terapi gruplarında yeme bozukluğundan kurtulan kişilerin bir daha yeme sorunu problemi yaşamadıkları da tespit edildi. Psikoterapi uygulamaları ile oluşturulan terapi gruplarında beslenme uzmanlarının da destek verdiği ve ayrıca yeme bozukluğu yaşayan bazı kişilere de psikiyatrik ilaçlarla tedavileri gerçekleştiği görüldü.