Yapılan yeni bir araştırma sonuçlarına göre ABD’de ortalama ömrün kısaldığını ortaya koyuyor. Araştırma, ortalama ömrün yaklaşık 60 yıl içinde 70 yaştan 79 yaşa çıkarak neredeyse on yıl uzadığını, ancak bu sürenin 2014’ten beri üç yıldır üst üste düştüğünü gösteriyor.
Raporun yazarlarından Steven Woolf, ortalama yaşam süresindeki azalmanın 24 ile 65 yaş arasındaki kariyer çağındaki insanlar arasındaki ölüm vakalarının artmasına bağlı olduğunu söylüyor.
Woolf’a göre ortalama ömrün kısalmasında rol oynayan en büyük etkenlerden biri, aşırı dozda uyuşturucu kullanımı.
Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi’ne göre 2017 yılında her gün ortalama 130 Amerikalı, reçeteyle satılan afyon bazlı ağrı kesici ilaçların aşırı dozda kullanımı nedeniyle yaşamını yitirdi. Ancak başka etkenler de var. Alkolizm, intihar vakaları, şeker hastalığı, akciğer ve kalp hastalıkları gibi organ sistemlerinde görülen rahatsızlıklar dahil toplam 35 ölüm nedeni belirlenmiş durumda.
Ulusal Yaşlanma Enstitüsü’nden John Haaga’ya göre bu istatistiklerin benzerlerine daha önce hiç rastlanmadı. Haaga ‘’Nüfus bilimciler adeta saçını başını yoluyor. Bu çok büyük bir olay. Bu ülkede AIDS salgınının patlak verdiği ilk yıllardan bu yana ortalama ömür süresinin azaldığına tanık olmuyorduk. Ondan önceyse Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan uluslararası çaplı grip salgını ortalama ömür süresini düşürmüştü” diyor.
Doktor Woolf’a göre, sağlık sorunlarının hem belirtilerini hem de bu sorunların arkasında yatan nedenleri tedavi etmek çok önemli. Uyuşturucu bağımlılığı, alkolizm ve intihar konusunda bazı politikalar geliştirmenin yanısıra bir adım geri atıp Amerika’da insanları bu davranışlara iten yaşam şartlarının ne olduğunun sorgulanması gerekiyor.
Doktor John Haaga da, “Sağlık sektöründe Avrupa ülkelerinin iki katını harcıyoruz. Sağlık, Amerika’da üç buçuk trilyon dolarlık bir sektör. Başka hiçbir ülke sağlık için bu kadar harcama yapmıyor. Asıl başarısız olduğumuz alanlar, önleyici tıp, egzersiz, iyi beslenme ve sağlık sorunlarına daha en başında müdahale etme” şeklinde konuşuyor.
